+90346 221 27 71

Single Blog Title

This is a single blog caption

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Başvuru

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ’NE BAŞVURU DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

Ülkesindeki tüm yasal yolları tüketen ve hala hak ettiği yargısal sonucu elde edemediğini düşünen gerçek ve tüzel kişiler, kişi toplulukları ve taraf Devletler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurabilmektedirler. Ancak bu basit bir süreç değildir ve bir davanın sonuçlanması yıllar alabilmektedir. Yine de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak birçok insan için adaletin temini için son bir şans niteliğindedir. Bugüne değin sayısız birey uğradığı haksızlığı ortadan kaldırmak ve ülkesindeki yasaları değiştirebilmek için Mahkemeye başvuru yolunu kullanmıştır. Bu kılavuz dâhilinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvururken nelere dikkat edilmeli? Başvurunun incelikleri nelerdir?

Bu kılavuzda:

  • Bir bireyin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde dava açmak isteyebileceği durumlar
  • Başvuru sürecine genel bakış
  • Başvuru formu nasıl doldurulur
  • Bir başvuru, Mahkeme önüne çıkabilmesi için hangi kıstaslara sahip olmalı
  • ‘Geçici Tedbir’ kavramını inceleyeceğiz.

Bu kılavuz hangi soruları yanıtlıyor?

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne neden başvurulur?
  • Başvuru formunu nerede bulacağım?
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne nasıl başvuracağım?
  • Davamda başarı şansını arttırmak için neler yapmalıyım?
  • Mahkeme’de dava açmayı özendirici hususlar nelerdir?
  • Ne tür çözümlere ulaşırım?

Nasıl Başvurulur?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde kaynaklanan bir hakkınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız AİHM’e başvurabilirsiniz. Diğer kanuni metinler veya sözleşmeler AİHM’e başvuru için yeterli bir temel oluşturamamaktadır. Dolayısıyla AİHM’e başvurduğunuzda hangi sözleşme maddesine dayandığınızı ayrıntılarıyla bilmeniz önemlidir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir örneğine şuradan ulaşabilirsiniz.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ‘’insan hakları’’nı koruma altına aldığı için çok geniş şekilde düzenlenmiştir ve bu bakımdan kişilerin menfaatlerini koruma noktasında kapsamlı bir yargılama faaliyeti yürütmektedir. Mahkeme ayrıca yarım asırdan fazla süredir çeşitli konularda yeni içtihatlar ortaya koymaktadır ve gerek verdiği kararlarla gerek AİHS’e ek protokollerle içtihatlarında değişikliklere gitmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvururken yapılan bu değişikliklere hâkim olunması, başvurulan konunun açıkça AİHM’in koruduğu insan haklarına dâhil olduğunun bilinci açısından elzemdir. Bu konuda mahkemeye sunulan argüman açık ve net olmalıdır.

Adım Adım Başvuru Süreci

İlk adım başvuru formunu doğru bir şekilde doldurmaktır. Daha sonra mahkemenin çeşitli idari filtrelerinden geçmeyi beklemeniz gerekir. Bu aşamada ‘’kabul edilebilirlik’’ incelemesinden geçmeniz gerekir. Kabul edilebilirlik incelemesinde davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önüne gelmeden önce usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı ve ‘’kabul edilebilirlik kriterleri’’ni taşıyıp taşımadığı kontrol edilir. Bu uygulamayla davanın Mahkeme yargıçlarının önüne çıkmasının gerekip gerekmediğine dair bir karar verilir.

Davanın ilk incelemeden geçtiğini varsayarsak, bundan sonra 7 hakimden oluşan mahkemede dava ‘esastan’ incelenir- başka bir deyişle, ilgili davaya özel fiili ve hukuki meseleler tartışılır-. Buradan alınan kararla dava, hukuki açıdan tam anlamıyla aydınlatılmış olursa nihai aşama olan 17 hakimli Büyük Daire’ye gelmeden önce sonlanır.

Son olarak, Mahkeme davaya ilişkin bir karar verdikten sonra, Bakanlar Komitesi (Avrupa Konseyi’nin yürütme organı) Mahkeme kararının uygulanmasını sağlayacaktır.

Başvuru Yapılışı

Başvuru formunu şu linkte bulabilirsiniz(link) https://www.echr.coe.int/Pages/home.aspx?p=applicants/forms/tur&c=   .

Başvuru formu bir avukata veya hukuki tavsiyeye ihtiyaç olmaksızın doldurulabilir fakat burada AİHS’e göre hangi hakkın ihlal edildiği iddia ediliyorsa açıkça belirtilmelidir. Ayrıca davaya ilişkin tüm hukuki belgeler başvuruya eklenmiş olmalıdır. Formun nasıl doldurulacağına ilişkin daha ayrıntılı bilgiler – yazımı ve nasıl gönderileceği de dâhil olmak üzere – burada bulunabilir.

Mağdur Statüsü

Mahkemeye başvuru, Sözleşmeye üye devletlerden gelen bir insan hakkı ihlali olduğunu iddia eden herhangi bir ‘’gerçek veya tüzel kişi, sivil toplum kuruluşu veya kişi toplulukları’’ tarafından yapılabilir. Mağdur, doğrudan insan hakkı ihlaline dair şikayeti olan kişi veya kişiler anlamına gelmektedir. Örnek vermek gerekirse; Ahmet, Devlete bağlı şekilde istihdam edilmiş bir polis memuru tarafından dövülürse burada mağdur doğrudan Ahmet’tir. Fakat mağdur dolaylı şekilde, insan hakkı ihlaliyle karşı karşıya kalan birinin akrabası veya onunla çok yakın ilişkisi olan birisi de olabilir. Yani eğer Ahmet polis tarafından öldürülürse burada ailesinden annesi, eşi veya başka biri Ahmet’in yaşam hakkının ihlal edilmesinden kaynaklı dolaylı olarak mağdur olduğunu iddia edebilir.

Başvuru üye devlete karşı yapılmalıdır.

Örneğin, yan komşunuza karşı bir dava açamazsınız. Yapılan bir başvurunun değerlendirilebilmesi için, üye devletin insan hakkını koruma görevinde yetersiz kaldığı iddia edilmiş olmalıdır. Bir devletin ne şekilde sorumlu tutulabileceğini yazının devamında ayrıntılı olarak ele alacağız.

 Kabul Edilebilirlik Kriterleri

Özetleyecek olursak, kabul edilebilirlik kriterleri şunlardır;

  • İç hukuk yollarının tüketilmesi: bu kriter, Türkiye’deki tüm ilgili kanun yollarının ve şikayet prosedürlerinin başvurudan önce kullanılması gerektiği anlamına gelir. (istisnai durumlar yoksa veya iç hukuk yollarının etkisiz olacağı açıkça anlaşılmıyorsa)
  • Ayrıca, iç hukuk yollarının tüketilmesi sürecinin bitiminden itibaren altı ay içerisinde başvuru yapılmış olmalıdır. Mahkeme İçtüzüğüne göre başvurunun yapıldığı tarih, söz konusu İçtüzük maddesinde yer alan koşulları karşılayan bir başvuru formunun Mahkeme’ye gönderildiği tarihtir.
  • Başvurunun isimsiz olmaması Başvuranın kimlik bilgileri başvuru formunda usulüne uygun şekilde mevcut olmalıdır. Bunun yanında başvuru sahibinin temsilcisi varsa temsilcisinin de imzası gereklidir.
  • Başvurunun, Mahkeme tarafından daha önce incelenmiş ya da uluslararası diğer bir soruşturma veya çözüm merciine daha önceden sunulmuş bir başka başvuruyla esasen aynı olmaması, yeni olgular içermesi
  • Başvurunun, bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olmaması, hakaret edici dil kullanılmaması, mahkemeyi yanıltma amacı olmaması gerekir.
  • Kişi bakımından(rationel persona) bağdaşırlık: iddia edilen Sözleşme ihlalinin bir Sözleşmeci Devlet tarafından işlenmiş olması veya bir şekilde Sözleşmeci Devlete isnat edilebilir olması gerekmektedir.
  • Yer bakımından (ratione loci) bağdaşırlık: iddia edilen Sözleşme ihlalinin davalı Devletin yargı yetkisi alanında veya davalı Devlet tarafından etkili bir şekilde kontrol edilen topraklarda meydana gelmiş olması gerekir.
  • Zaman bakımından (ratione temporis) bağdaşırlık: Mahkemenin önüne getirilen dava AİHS yürürlüğe girmeden önce meydana gelen olaylar ve fiilleri konu ediyorsa başvuru kabul edilmez.
  • Konu bakımından (ratione materiae) bağdaşırlık: Bir başvuru veya şikâyetin Sözleşme’yle konu bakımından bağdaşabilir olması için, başvuran tarafından dayanılan hak, Sözleşme ve yürürlüğe girmiş olan Protokolleriyle korunuyor olmalıdır.
  • Önemli bir zararın bulunması: eğer ortada önemli bir zarar bulunmuyorsa başvuru kabul edilmeyecektir. Bu, iddia edilen ihlalin uluslararası mahkeme tarafından ele alınması için asgari bir ciddiyet seviyesine ulaşması gerektiği fikrine dayanmaktadır.

Tüm bu maddelerin nasıl uygulanacağını, başvurunun nasıl yapılacağını, zamanaşımı sınırlamalarını, yazılı ve sözlü yargılama aşamalarında nasıl davranılacağına kadar düzenleyen mahkeme içtüzüğüne şuradan ulaşabilirsiniz. https://www.echr.coe.int/Documents/Rules_Court_tur.pdf

Geçici Tedbirler

Geçici tedbirler, AİHM’in yerleşik uygulamalarına göre telafisi mümkün olmayan bir zararın meydana gelmesine ilişkin olası bir riskin söz konusu olduğu hallerde istisnaen uygulanan acil durum tedbirleridir. Davaların çoğunluğunda, başvuran, sınır dışı etmeye ya da suçlunun iadesine ilişkin bir kararın askıya alınmasını talep etmektedir. Mahkeme, başvuranın ciddi ve geri dönüşü bulunmayan bir zarara uğrama riskinin son derece büyük olduğu durumlarda, bu tür talepler konusunda istisnai olarak geçici tedbir kararı vermektedir.

En tipik durumlar, sınır dışı etme ya da iade kararının uygulanması durumunda, başvuranların yaşamlarının tehlikeye girmesinden korktukları (dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin (yaşam hakkı) söz konusu olduğu) ya da 3. maddeyle (işkence ya da insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) yasaklanmış olan kötü muameleye maruz kalma tehlikesinin söz konusu olduğu durumlardır. Daha istisnai durumlarda bu tedbirler, adil yargılanma hakkı (Sözleşme’nin 6. maddesi) ve özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı (Sözleşme’nin 8. maddesi) ile ilgili olarak da uygulanmaktadır. Bu gibi durumlarda genellikle geçici tedbir eldeki mevcut son yöntem olduğundan Mahkemenin geçici tedbiri kaldırma kararına karşı itiraz etme şansı vardır. Bu durum geçici tedbir kararı verilebilmesi için davanın ne kadar ciddi olması gerektiğini vurgulamaktadır. Nitekim Mahkeme’nin vermiş olduğu geçici tedbir kararlarının yalnızca net bir şekilde tanımlanmış koşullara (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ciddi ve geri dönüşü bulunmayan bir şekilde ihlal edilmesi riskinin söz konusu olduğu durumlara) özgü olması sebebiyle, geçici tedbir taleplerinin büyük çoğunluğu reddedilmektedir.

Mahkeme İçtüzüğünün 39. maddesinde geçici tedbirler için başvuru yolu düzenlenmiştir. Başvuran, geçici tedbir için mahkemeye genellikle başvuruya eklenen veya ayrı olarak gönderilen bir dilekçe ile başvurmaktadır. Mahkeme geçici tedbir kararının alınıp alınmayacağına dair bir karar verir ve daha sonra bu kararı her iki tarafa da gönderir. Karar temyiz edilemez ve sadece ilgili olduğu konu bakımından geçici bir önlem niteliğindedir; bu, insan hakkı ihlalinin kesin olduğu ve sınır dışı etme yasağının kalıcı olduğu anlamına gelmez.

Sonuç Vadeden Etkili Bir Başvuru İçin

Peki, neden bu aşamaları ve engelleri aşmalısınız? Bunun birçok nedeni var; bazıları bunu prensipleri için, bazıları kanunların değiştiğini görmek için, bazıları mevzunun soruşturulmasını istediği için, bazıları da mali tazminat için bu aşamaları kat etmek ister.

Mahkemenin verdiği kararla kanunlar doğrudan değişmez fakat çoğu durumda Türkiye, AİHM tarafından verilen karar doğrultusunda yasaları değiştirir. Böylelikle kişisel adaletin temininin yanı sıra benzer konumda olan birçok insan için adalet sağlanmış olur.

Mahkeme’nin ayrıca ‘adil tazmin’(AİHS m.41 uyarınca) adı altında bir hüküm verme yetkisi vardır. Normalde bu, devlet tarafından mağdura ödenen maddi bir meblağdır. Bu tutar içerisine avukatlık ücretleri, masraflar, uğranılan maddi manevi zarar ve bunun faizi dâhil olabilmektedir. Altını çizmek gerekir ki, mahkeme masrafların ayrıntılandırılarak kendisinde sunulmasını talep etmektedir. Ödeme ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye şuaradan ulaşılabilir.(link) https://www.echr.coe.int/Documents/PD_satisfaction_claims_tur.pdf

Kilit Noktalar

Mahkemeye başvuru nispeten kolaylaştırılmıştır. Esasen Avrupa Konseyi’ne üye olan 47 ülkenin vatandaşı aynı form üzerinden mahkemeye başvurabilmektedir. Başvuru süreci 47 ülke için aynıdır.

Bir davanın başarılı bir şekilde sonuca ulaşabilmesi için şu özellikleri haiz olması gerekir;

  • Bir insan hakkı ihlali mevcut olmalıdır.
  • Başvuru formu doğru ve eksiksiz bir biçimde doldurulmuş olmalıdır.
  • Başvuranın ‘mağdur’ olması gereklidir.
  • Başvuran tüm iç hukuk yollarını tüketmiş olmalıdır.

Mahkeme bir tazminata hükmedebileceği gibi genelde ülkelerin iç hukukunda yarı-doğrudan değişikliklere sebep olmaktadır.

Leave a Reply